Grip olduğumuzda ilaç içip hastalığın hızlıca düzelmesini istediğimiz gibi ruhsal bir rahatsızlık yaşadığımızda da hemen ilaca sarılıp geçmesini bekleriz. Ancak ruh sağlığı alanında durum biraz farklıdır. Neden mi? Çünkü devreye psikoterapi de girer. Araştırmalar, hem ilacın hem de psikoterapinin iyileştirici etkisini ayrı ayrı kanıtlamıştır. Duygudurum bozukluklarında lityum tedavisi büyük bir önem teşkil ederken, panik bozuklukta ilaç yerine psikoterapi daha etkilidir. Yine araştırmalara göre, ilaç tedavisi ile birlikte psikoterapi müdahaleleri kullanıldığında çok daha hızlı bir iyileşme gerçekleşir ve nüksetme ihtimali azaltılmış olunur. Ancak, psikoterapiden fayda alınabilmesi için de alanında uzman kişilere gidilmesi ÇOK önemlidir. Aksi takdirde, alanında uzman olmayan kişilere gidildiğinde danışana zarar verme riski göz önünde bulundurulmalıdır.

Antibiyotiğin etki süresini 12 saat olarak düşünürsek, her 12 saatte 1 ilaç içmemiz gerekebilir. Psikiyatrik ilaçların da bir etki süresi vardır. İlaçların etki süresine göre düzenli aldığımız durumlarda bizim için faydalıdır. Ancak bazı bozukluklarda (depresyon, kaygı boz., vb. gibi) ilaç içmediğimiz zaman belirtiler geri gelir ve tekrar kendimizi kötü hissetmeye başlarız. Bunun sebebi ise, ilaç etki süresi boyunca beynin işleyişini değiştirir ve etkisi geçtiğinde her şey eski haline döner. Düşünce sistemimiz aynı şekilde kalır ve bunu değiştirmeyi de psikoterapi mümkün kılar.

Peki nedir bu psikoterapiyi ilaçtan ayıran özellik? Günlük yaşantımızda bize rahatsızlık veren olumsuz düşünce ve davranışların yerine daha işlevsel ve olumlu olanları koymak, olaylara farklı bir bakış açısı ile bakabilmek ve baş etme becerilerini arttırmaktır. Aynı zamanda, danışan bu süreçte kendi ile ilgili farkındalık da kazanır, bireyin iç görüsü artar.  İlaç ile birey kaygısını bastırabilir ancak psikoterapi ile de kaygı yaratan durumları keşfederek baş etmek adına kaygısının üzerine gider. Bu sayede, ileride kaygılanmasına neden olacak durumlarla karşılaştığında, birey nasıl başetmesi gerektiğini öğrenmiş olur ve ona göre hareket eder.

Yukarıda bahsettiğim gibi, psikoterapi yanında ilaç kullanımı daha hızlı bir iyileşme göstermektedir. Ancak her psikoterapiye giden ilaç kullanmak zorunda da değil. Öncelikle kişinin durumuna göre değerlendirme yapılır ve gerekli görüldüğü durumlarda zaten psikiyatriste yönlendirilir. İlaç desteği olduğu zaman da, bazı danışanlar ilaç kullanmaya başladıktan sonra durumlarının daha kötüye gittiğini düşünüp kendi kendine ilacı bırakmaktadırlar. Ancak, unutmamalıyız ki, ilaçların etkisi 2-3 hafta içinde başlar. Yani ilaca başladığımızda hemen fayda görmeyiz ve yan etkiler artabilir. Birkaç hafta içinde beliren yan etkiler azalır, ilaç etkisini göstermeye başlar ve iyileşme görülür. Bu süreçte, hala kötü hissediliyorsa, mutlaka doktora başvurulmalıdır. Ek olarak, birkaç ay ilaç kullandıktan sonra, yine danışanlar iyileştiklerini düşünerek ya da ilacın fayda etmediğini düşünerek doktorlarına danışmadan ilaç kullanmayı bırakmaktadırlar ve daha da kötüleşmektedirler. Halbuki, bu tip ilaçlar doktor kontrolünde aşamalı bir şekilde azaltılarak bırakılmalıdır.

Bedenimize iyi baktığımız gibi, ruhumuza da iyi bakalım..

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *